26 Aralık 2013 Perşembe

Dün seni gördüm rüyamda...

Ne zaman kötü bir gün geçirsem, o gün acı bir olay yaşasam, gece rüyama sen geliyorsun. dün de yine sen vardın.

Bizim yazlığımıza bir buçuk saat uzaklıkta bir yerden ev kiralamışsın, ben de altınoluktayım. Bana haber veriyorsun, Zümrüt sana çok yakınım diye. yeri tarif ediyorsun, ben de geliyorum. Yol araba ile 1,5 saat ama ben bisikletle geliyorum. 3 saat sürüyor varmam. Bomboş bir apartmanın teras katını kiralamışsın, güneş ve deniz öyle güzel gözüküyor ki. sarılıyorum sana, kokun bile hala burnumda. portakal suyu sıkıyoruz beraber. terasta güneşe karşı ayaklarımızı balkon demirlerine koyup kahkalarla, katıla katıla beraber içiyoruz. Bir köpeğin var, ismi cuddle'mış. inanılmaz sevimli bir golden, açık kahverengi. parlak tüyleri var, yaramaz yaramaz bakıyor. Kucağıma atlıyor ve yüzümü yalıyor. Çok mutluyum. Cuddle'ı yürüyüşe çıkartalım diyorsun, tasmasını takıyoruz ve yürümeye başlıyoruz. yürürken bi bakıyoruz bizim eve kadar gelmişiz. anneannem var, birisine bir yemek yaptırmış, ismi çığ imiş. sarma gibi, içi marul bir kat kara lahana ve en dışında da hamur var. baya irice. mantı gibi suda kaynatılarak pişiriliyormuş. Sen de çok seviyormuşsun. Tuvaletin yerini soruyorsun bana, gösteriyorum, yarım saat geçiyor aradan çıkmıyorsun, merak edip yanına geliyorum. kapıyı çalıyorum hafifçe adımı söylüyorsun. içeri giriyorum. göğsünde kocaman bir yarık var. arka odalardan bir ses geliyor, gidiyorum hemen, adamın biri elinde baltayla seni öldüreceğini söylüyor. kısa boylu, esmer büyük burunlu bir adam, 35-40 yaşlarında. hemen bahçeye çıkıp bir balta da ben alıyorum, adama fırlatıyorum. Ben de onun göğsünde büyük bir yara açıyorum ve tekrar yanına geliyorum. kanaman durmuş. bal sürüyorum yarana, sonra seni yatağa taşıyorum. adamı görüyorum yine, pencereden sana bakıyor. sonra uyandım. 

ne demek istiyorsun bana?    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder